|
“ … Çocukken elimize üzerinde tereyağı olan bir
ekmek parçası verildiğinde kendimizi evin bahçesine ya da sokağa atardık.
Koşuşturma esnasında ısırdığımız tarafından yere minik parçalar dökülürdü.
Gerçi bu döküntüleri peşimizde gezen kanatlı dostlarımız toplardı.
İşte bu parçaların her birine ‘surmul’ derdik. Yemin
ederken bile ‘Bu surmul gözümü tutsun ki…’ diye başlardık.
Yaşadığımız hayatın güldüren, düşündüren,
pişma Devamını Göster |